ÖNERİ!

Tripping in Europa serisini Milan dan itibaren yukarıya doğru okumanuz önerilir. Sırayla yazdığım için sondan başa doğru gidiyor blogta. =)

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Tripping in Europa - ROMA

Zor zahmet korkulu yolculuktan sonra Stazione Centrale di Roma Termini ye vardım. Devasa büyük bir başka istasyon. Arkadaşım (Gülce) gelip beni alıcağını söylemişti ama ortalarda yoktu.  Deprem haberinden beri bir türlü de ulaşamamıştım. Biraz endişeli birazda olumlu düşünmeye çalışarak info office gittim. Daha önce adresini almıştım neyse ki. İnfo office ten nasıl ulaşacağım bilgisibi de aldıktan sonra yola çıktım. Metro durağına gelir gelmez kendimi İstanbulda sandım. Kargaşa kalabalık vs. vs. Neyse ki adresi buldum ve bina yerindeydi. Zili çaldım arkadaşım biraz üzgün kapıyı açtı. Depremden dolayı önceki gece haklı olarak uyuyamamışlar ve gelememiş. 
Gülce' nin okulu olduğu için onu okula bıraktım ve Roma gezime bir başıma başladım. İlk durak Piazza del Popolo. Merdivenlerle tepeye çıkıp inanılmaz bir Roma manzarasına ulaşıyorsunuz. 




Piazza del Popolo

Şehirlerin kendini gezdirme gibi bir durumları var. Şöyle ki; her yerin belirli bir günü var. Kimisi için bu açık ve kapalı olduğu günler, kimisi için özel organizasyonların olduğu günler gibi. yani bir şehirdeki herşeye yetişmek için en küçüğünden en büyüğüne bütün şehirlerde en az bir hafta kalmak gerekiyor. O kadar zaman yok o ayrı yetişebildiğimiz kadar deyip geçiyoruz.
Kısa bir gezidan sonra Gülce yi okulundan aldım bir süre beraber gezdik kısa bir tanıtım geçti ve sonra eve dönüp diğer arkadaşları almak için tekrar Tren istasyonuna geri döndük. Peyzaj tayfasının planlanan Avrupa buluşması bir misafir konukla birlikte gerçekleşmiş oldu. (Ben, Ece, Gülce, Tuğyan ve konuk Özhan) Onları da alıp Gülce lere geri döndük.  Barbekü eşliğinde Sangrea da vardı :D) Gülce nin ev arkadaşları bir hoşgeldin partisi yaptılar bize. 
Gülce' nin evi inanılmaz. Karakter cümbüşü gibi. Videogame manyağı mı ararsın, bütün gün sabahlıkla gezeni mi. Zaten nerdeyse bir 8 ülkeden falan insan var. Çok eğlenceli bir ortam. Baya eğlendik. 
Gecenin bir yarısı şehrin gece silüetini görmek için kısa bir gezintiye çıktık. Parlemento, Colosseo, Pantheon, Tarihi Roma gibi bir güzergah.



Colosseo

Antik Roma Kazı Alanı

Piazza del Giovanni

Pantheon

Ertesi gün eksik kadroyla Vatikan gezi yaptık. Baba oğul kutsal ruh sanırım herkes ordaydı. O sırada bir de golf arabasıyla papa da çıktı tam oldu. =) Uzun bir bekleyişin ardından kiliseye girdik. Gelmiş geçmiş bütün papaların heykelleri var. Bayağı bir masraf edilmiş belli ki. Ne de olsa Vatikan, adamlarda Papa öle az bişey de değil. Ama buna rağmen cimri papalarda varmış, az para harcayan papalar hemen heykellerinden ele veriyor kendini. :) Kilisenin alt katında Papaların mezarı başında ağlayan tipleri görünce aklıma bizim telli babada ağlayan tipler geldi. Elini taşa süren, bez bağlayıp medet uman bir topluluk hristiyanlarda da var tabii ki. Yani yobaz her yerde yobaz. 

Piazza del Saint Piettro - Saint Pietro

Saint Pietro 

(Bu kapı yılda bir defa açılırmış ve bu kapı açıkken bu kapıdan geçenlerin günahlarının affolduğuna inanılıyor. (Ne kolay iş bu günahtan arınma ya kapıdan geç Kadir Gecesi oruç tut sanki Mario Bros ta hak mantarı kazanıyosun :D )



Piazza del Saint Piettro

Tayfanın eksik kısmı geldikten sonra Vatikan Müzesini gezdik. Tuğyan la birlikte bir tabloya bakarken (o ana kadar başında hareli İsa, Bebek İsa, ve Meryem'den başka birşey görmemiş olmamız gibi bir durum var) benim bu ne yaa Viyana Kuşatması gibi demem ve bunun üzerine Tuğyan' ın audio guide ı açıp dinlemesi ve tablonun gerçekten Viyana Kuşatması çıkması sessiz sanat ortamında gülme krizine girmemize neden oldu. Bu sırada Sistine Chapel' de Michalangelo' nun The Creation of Adam portresini de görmüş olduk. Müzede heykellerin gözleri baya etkileyiciydi. 


Giardino del Musei Vatikani - Vatikan Müzesi Bahçesi



Viyana Kuşatması Tablosu

Peyzaj tayfasının "Aso" elemanları olarak gezelim görelim turlarımza devam ettik.

Piazza di Spagna - İspanyol Merdivenleri

Fontana di Trevi - Aşıklar Çeşmesi


Colosseo - Kolezyum

Pantheon


Termi di Caracalla - Caracalla Hamamları



Tevere

Caracalla Hamamlarına gittiğimizde saat 19:00 u geçiyordu. Dolayısı ile ziyarete kapanmıştı. Dışından bir iki fotoğraf çektikten sonra etrafından dolaştık. Bu sırada açık tel örgüler gördük. Girip girmeme arası tereddütte kalıp girmemeye karar verdik. O sırada etraftaki çalılıkların arasında bir adam dergi okuyarak tuvaletini yapıyordu. :) Daha sonra giriş kapısına gittiğimizde alanın kamerayla kontrol edildiğini gördük. Girmediğimiz iyi olmuş yani. :D 
Gezintiden sonra yorgunluğumuz atmak için ve karnımızı doyurmak için Gülce' nin daha önce gittiği ve bizi götürek istediği yeri aramaya başladık. Uzun aramalar sonunda bulduk. Tevere kenarında bir bar, 5 € ya bir bardak şarap alıyorsun ve açık büfe sınırsız yemek yiyorsun. :) Oldukça güzel bir mekan. Girişte eline orak ve çekiç amblemi olan bir mühür vuruyorlar falan. 
Gece eve dönüşte yanlış otobüse bindik ve Marcentanso Colonna diye bir yerde indik. Bizim binmemiz gereken otobüs bitmiş ve orda kaldık. Yakınlarda binebileceğimiz bir otobüste yoktu ve orda kaldık. 5 kişi olduğumuz için taksilerde almadı. Taksiciye 5 kişisiyiz ne yapabilir ama diye ayak yapar cümleler kurmamız ve taksicinin bir taksi daha çağırabilirsiniz diyerek bizi ekarte ederek devam etmesi de inanılmazdı. En sonunda bizi aktarma yapabileceğimiz bir yere götüren bir otobüs geldi. Biz otobüse doğru koşarken yandaki parktaki köpeklerde bize doğru koşmaya başladı ve biz geriye koşaya başladık. =) Neyse bir şekilde otobüse bindik ve sinir stres ve yorgunluktan olsa gerek Ece daha fazla durumu kaldıramadı ve ağlamaya başladı. O ağladıkça biz gülme krizine girdik. Sonra o da bize katıldı. Malum çoğunluk bizdik.
Aktarmayı da yaptıktan sonra doğru otobüsle evin durağına geldik. Hepimiz arka kapının olduğu yerde kapının açılmasını beklerken otobüs şöförü sadece orta kapıyı açtı, inenler ordan indi ve kapıyı kapatıp hareket etti. Hala eve ulaşamıyoruduk. Ve ben bombayı patlattım; "Kaptan Orta Kapı" (Türkçe). Tayfa tekrar gülme krizi eşliğinde bir sonraki durakta indi. Sonunda sağ salim eve ulaştık. Yorgun argın kimsenin konuşmaya hali kalmayınca herkes bayıldı tabi. Daha sabahın köründe kalkıp Floransa ya gidilcek...


to be continued...









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder