ÖNERİ!

Tripping in Europa serisini Milan dan itibaren yukarıya doğru okumanuz önerilir. Sırayla yazdığım için sondan başa doğru gidiyor blogta. =)

4 Temmuz 2009 Cumartesi

Tripping in Europa - ONE WAY TICKET

19:18 Zar zor stres içinde Floransa trenine yetiştim ve bindim. Güzel! =)
20:54 Floransadayım sorun yok!
21:18 Milan a Eurostar treni varmış ama bizde para ve rezervasyon yokmuş. Olsun kısmet diyoruz ve biniyoruz. =) Şimdilik bir sorun yok.
22:18 Bolonya ya vardık. hala bir sorun yok. Ama bu sırada rezervasyonum olmadığı için koltuklar dolu arada vagon giriş holünde oturuyorum ve bir eleman benden sürekli 1 € istiyor.
22:25 Bolonya dan hareket ettik sorun yok.
22:50 Bilet kontrol. =( Rezervasyonum olmadığı için 22€ istedi. Cüzdanımdan 30€ çıkardım buyrun bu son param başkada param yok dedim. Neden falan dedi adam, adam dediğim de genç belki bende 5 yaş falan büyük biri. İşte Floransa hostelde kalıyodum öğrenciyim geziyorum. Hostelde cüzdanımdan paramı almışlar. Lyon da arkadaşım var ona ulaşmam lazım. Ona ulaşırsam o bana para vericek bende Viyana' ya okuluma dönücem falan diye senaryo yazdım. O sıra konuşurken diğer görevliler geldi, ne oldu falan diye sordular. Bizim genç durumu anlattı, onlarda tamam o zaman boşver alma dediler. Bizim genç kontrolcümüzde; OK! Doesn't matter, diyerek olayı çözdü. Kendisinden tren bilgileri falan da aldık. İnsancılmış sağolsun. Yolculuk hala bedava. Sorun yok!
23:28 Milan' a indim. 10 dakika içinde yataklı tren varmış perona doğru koştum.
23:35 Aynı şeyleri anlattım fakat şef Nuh dedi peygamber demedi, beni trene almadı. 75€ istedi. Bende 30€ varken 75 i nasıl vericeksem artık.
23:40 İstasyondayım. Bir sonraki tren ertesi gün öğleden sonra ikide. Ben gezinin ilk günü Milan dan ayrılırken Milan' da istasyonda kalacak arkadaşlar vardı. Onlardan birini arayıp o gün ne yaptıklarını sordum. Bana tekrar hostele döndüklerini söyledi. Bende son otobüse yetişerek hostele gittim.
00:25 Hosteldeki çalışanlarla tatilin ilk günü kurduğumuz muhabbetten hatırladılar beni. Fakat yerleri yokmuş. Ama hostelci arkadaş bir iki telefon ederek olayı çözdü daha sonra iki kişilik normal odalardan birini bana dorm olarak açtı. Rahat rahat, yayıla yayıla kaldım.
Ertesi gün;
10:30 Hostelden ayrıldı. Tren istasyonuna gidip çantalarımı bıraktım. Trene rezervasyon yaptıramadım. Daha önce geldiğimde göremediğim için Da Vinci' nin Last Supper' ını görmek için Santa Maria del Grazie Kilisesine geri gittim. Ama girebilmek için önceden rezervasyon yapmak gerekiyormuş. Dolayısı ile göremeden geldim. Trene az bir zaman kaldığı için istasyona geri döndüm. Dönüş yolunda son İtalya hatıraları olarak lazanya ve dondurmamı da yedim ve istayona vardım.
16:00 Trenin şefini buldum. Aynı hikayeyi ona da anlattım. Önce kabul etmedi. Bende acitasyonun dibine vurdum. Siz almazsanız burda kalıcam, beni ülkeme geri göndeririler, benim Viyana' ya dönmem lazım falan. Binbir dille sonunda şefi ikne etmeyi başardım. Bana benim için tamam sorun yok ama fransız kontrolörler ne yapar bilmem dedi. Fransa sınırında duruma bakıcaz.
18:35 İtalya nın sınır şehri Bardonecchia ya vardık. Sabah Milan da hava 30 dereceye yakındı ve günlük güneşlik ver hava vardı. Heryer yemyeşil t-shirtle falan dolaşıyorduk. Burda dağların tepesi karlı, hava inceden yağışlı falan. Ülke değişirken mevsim de değişiyor.
20:45 Grenoble dan sonra görevli değişimi oldu. Trene fransız polisleri bindi. Herkese pasaport kimlik kontrolü yaptılar. Bana yapmadılar. =) Muhabbet falan ettik adamlarla. Bu arada yine vagon giriş holünde oturuyorum. Karşımda oturan bayanın dediği gibi şanslıyım sanırım. Fransız kondüktör geldi. İngilizce bilmiyormuş, rezervasyonun var mı dedi. Yok dedim. Peki şuraya otur sonra gelicez dediler. Sonuç ne olacak görücez.
21:00 Genç bir arkadaş telefonla konuşmak için perondan çıkıp araya bizim yanımız geldi. Önce konuşmaya Fransızca başladı sonra Fransızlar İngilizce bilmiyor geyiğinden yararlanmaya çalışarak konuşmasına İngilizce devam etti. Ama hareket baya yanlış oldu. =) Ne muhabbetler, ne muhabbetler arkadaştan.
21:35 Tren Lyon' a geldi. Hiç bir sorun yok.
22:40 Lyon' a merkeze geldim. Fakat telefon yok. Kamu telefonları da para kabul etmiyor. Bende Fransızca, Fransızlarda İngilizce yok. Bakalım ne yapıcaz.
23:02 Bir güvenlik görevlisi buldum. Adamla konuşmaya çalıştım. Adam biilmiyormuş karısını aradı. Karısı benimle İngilizce konuştu derdimi anlattım sonra o da durumu adama anlattı. Adamın telefonunu kullanarak Barış' a ulaştım.
23:40 Eşyaları bırakıp hemen hastaneye gittik. Yine uzunca bir beklemeden sonra oldukçe eğlenceli bir seansla kenemi aldılar, hatıra olsun diye bir kavanoza koyup bana geri verdiler. =)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder