ÖNERİ!

Tripping in Europa serisini Milan dan itibaren yukarıya doğru okumanuz önerilir. Sırayla yazdığım için sondan başa doğru gidiyor blogta. =)

4 Temmuz 2009 Cumartesi

Tripping in Europa - PISA SIENA


Lucca da bir gece önce hastaneli oturmalı geç saatlere kadar ayakta kalmanın ardından bir sonraki sabah plan erkenden kalkıp önce Pisa ya sonra da Siena ya geçmekti. Bu sıra dan üçlü seferi tayfasından Tuğyan da bizden ayrılacak ve iki kişi devam edilecekti. Planlı sorumluluk sahibi arkadaşımız Tuğyan sabah erkenden kalkıp trenine yetişmiş ve ayrılmış hostelde bize not falan bırakmış, biz ise planladğımızdan neredeyse 2 saat sonra çıkarak baya alakasız bir saatte 11 gibi falan Pisa ya vardık. O saatte muz ve bira gibi inanılmaz bir menü ile alakasız bir kahvaltı yaparak güne başladık. Sırtımızda yüklerle tarihi bölgeye doğru yola çıktık. İlk izlenim havanın inanılmaz sıcak olması ve bizim aradığımız hiçbir şeyi bulamamızdan kaynaklı olsa gerek hiç de iyi değildi. Info ofisi yine sora sora alakasız bi yerde bulduk. Neyse içeriye girdim. Merhabalar biz işte turistiz bir harita ve bir genel bilgilendirme alabilir miyim dedim. Adam tabii ki dedi. Bu harita işte kule kilise falan surlar burda burdan başkada bişey yok dedi gayet sade bir şekilde. Ben nasıl ya hiç bi numarası yok mu falan diye bir ısrar cümlesi kurdum, adam yok bu kadar daha ne olsun dedi. Ben iyi bakalım ne yapalım falan diyerekten çıktım. Bu sırada ayağımdaki kene hala benimle. Arada yolda gördüğümüz eczanelere girip soruyoruz. Kimse dokunmuyo çok önemli değil ama enfeksiyon kapabilirsin bir an önce hastaneye git diyor. Kimsenin Kırım Kongodan bahsettiği yok.
Biz yolumuza devam ediyoruz ve sonunda kulenin olduğu alana varıyoruz. Bir adet yamuk kule hiç de düşünüldüğü gibi büyük falan değil, bir adet kilise ve bir adet vaftizhane. Kalanı sur ve yine bi takım sur yapıları. Kilise ve vaftizhane yamuk kuleden çok daha ihtişamlı. Kulenin yamukluğu anlamsız bir ün kazandırmş zannımca. Her yere giriş oldukça pahalı. Biz oradayken sanırım bir din görevlileri gezisi gibi birşey var ve bir sürü rahip ve rahibe var. Yamuk Pisa kulesini düşmesin diye tutuyormuş gibi yaparak fotoğraf çektiren insanları görmekten fenalık geliyor. Herşey ticari bir kaynak olmuş ve afrikalıların saldırısına uğramış şehir. Her yer Afrikalı dolu.
Sonuç olarak bir buçuk saat içinde gezintiyi bitirip tekrar trene binip Siene ya doğru yola çıktık.

Tren saatleri biraz alakasız olduğu için bizde 15:30 gibi varabildik Siena ya. Dönüş treni 19:18 de ve açız. Ayrıca bir kaç telefon etmemiz falan gerekiyor. Info ofis kapalı, her türlü bilgi edinebileceğimiz şey şehir merkezinde ama oraya nasıl gidileceğine dair bir bilgi yok. Kör topal sora sora şehir merkezine ulaştık. Bu sırada yürüyüş yolu falan oldukça etkiledi. İlk defa içinden nehir geçmeyen bir şehirdeyim Avrupada. Binalar yollar herşey oldukça ilginç ve etkileyici.
Merkeze ulaştık. Merkez gerçekten de haritaya konmuş bir nokta gibi tam bir merkez. Kartpostallarda sürekli gördüğümüz şu fıçı yuvarlama yarışlarının falan yapıldığı Piazza del Campo (Campo meydanı) ve kilisesi işte bu merkez adledilen yer. Burda açık bir Info ofis buluyoruz ve gerekli bilgileri aldıktan sonra yemek yemeye gidiyoruz. Maddi sıkıntıların baş göstermesi ve zaman darlığı sebebiyle ilk ve son kez fast food olayı ile geçiştiriyoruz bu safhayı.

Piazza del Campo

Yemeğin ardından gezintiye devam ediyoruz. Bir kilisenin tamamen tarikat tarzı bir gruba verilip özelleştirildiğini görüyoruz. Ortamı çok ilginç. Da Vinci Şifresinde Opus Dei tarikatının kiliseleri gibi. Yolun inişli çıkışlı olması oldukça yoruyor ve gezinti de dolayısı ile oldukça zaman alıyor. Bu sırada Siena nın da İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulan 3 şehirden biri olduğu bilgisi hemen aklımıza geliyor.
Siena Katedrali (Duomo di Siena) yine dönülen bir virajdan sonra tepeden tüm haybetiyle bize görünüyor ve Viyana da Stephan's Dom da Milan da Duomo di Milano da yaşadığım ilk şaşkınlığı burda bir kez daha yaşamama sebep oluyor. İnanılmaz güzel çok heybetli Gothic bir kilise. Meydanında durup dışından bakarken iki tane orta yaşta bayan gelip bilet alıp almadığımızı soruyor. Biz almadık neden falan diye şaşkın şaşkın bakınırken biz aldık fakat gezemiycez siz almadıysanız ve gezmek istiyorsanız size verelim dediler. Bizde sevinerek aldık. Önce kiliseye girdik oldukça gerçekten dışı kadar içi de harkulade bir kilise. Biraz meğilin olsa hristiyan olmamak işten bile değil yani.
Duomo di Siena


Duomo di Siena


Duomo di Siena - Dış cephedeb bir figür


Siena sokakları

Siena ya dair son enteresan bir izlenim. Tosaka bölgesinin oldukça önemli merkezlerinden biri olduğu için olsa gerek çok zengin bir şehir. Şehrin ekonomik refahı hemen anlaşılıyor. O kadar ki şehirde dolaşan polis arabaları, taksiler, toplu taşıma araçları falan hepsi diğer İtalya şehirlerinden oldukça farklı.


Alfa Romeo polis aracı

to be continued...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder